Tweet
Dostlar herkese merhaba!
Daha önce de konusunu açmış olduğum üzere Mart ayının sonu itibarı ile radikal bir araç değişikliği yaparak SSangyong Kyron marka bir araç aldım. Geçen dört aylık süre ve 10.000 kmlik kullanımdan sonra araç ve marka ile ilgili izlenim ve deneyimlerimi kısaca sizlerle paylaşmak isterim.
Öncelikle "Ssangyong" kelimesi aynı "İnsignia" kelimesi gibi insanımız ağız yapısına zor gelen ve çoğu zaman acayip acayip telaffuzlara maruz kalan bir kelime. Hatta bubu konuya ilişkin farklı insignia telaffuzları gibi çok eğlenceli bir konumuz vardı forumda. Aslında kelime anlamı uzakdoğu mitolojisindeki çift başlı ejderhadan gelmekteymiş ve bizde olmasa da o kültürde saygın bir değere sahip. Model ismi olan Kyron yerine de ben yüksek sürüş pozisyonundan dolayı "kamyon" demekteyim
Neyse.
Ssangyong markası, Mercedes firmasına sac tedarik eden ve aynı zamanda yakın geleceğe kadar Mercedes ile teknoloji ortaklığı yapan bir firma. Öyle ki kullandığım Kyron modelinin şasisi Mercedes'in ML modeliyle tamamen aynı merdiven şasi. Aynı zamanda otomatik şanzıman Mercedes'teki 5G-Tronic denilen şanzıman ve motor bloğu ve altyapıları da yine Mercedes'in M271 kodlu motorundan. Bendeki araç 2008 model 4x4 düz vitesli olan full de denilen dolu paketli bir araç. Kaputunun altında 2 litrelik 141 hp ve 320 torklu bir motor bulunmakta.
Araç donanım olarak şaşırtıcı şekilde dolu. Elektrikli ve ısıtmalı deri koltuklardan sunroofa kadar ihtiyaç duyulacak pek çok donanım bulunmakta. Arka koltuk sırtlıklarının dahi 5 kademede ayarlanabilmesi çok güzel bir özellik. Bana göre en büyük eksiği yol bilgisayarı olmaması. En azından ortalama hız ve tüketim bilgilerini gösterir bir yol bilgisayarı aranıyor. Onun haricinde iç genişliği gayet yeterli olmakla beraber devasa bir bagajı bulunuyor. Bu denli büyük bir bagaja alıştıktan sonra yeniden binek bir araca dönebilecek miyim bilemiyorum. Araç malum vatandaşların eline geçse o bagaja en az 10 çocuk sığdırırlar
Aracın içinde kullanılan malzeme çoğunlukla sert plastik ama kalitesiz durmuyor. Herhalde arazi kullanımlarından sonra temizliği kolay olsun diye tercih edilmiş. Ama iç mekandaki parçalar ve koltukların dayanıklı yapısı beğenimi kazandı.
Bu benim ilk yüksek aracım olduğundan ve bambaşka bir sürüş tarzı ve pozisyonu olduğundan dolayı biraz yadırgamış olsam da zamanla alıştım ve hatta keyif vermeye başladı. Yolda millete tepeden bakmak iyi bir şey mi bilmiyorum ama insana haz vermiyor değil. Hele ki boyutlarından dolayı kamyon, minibüs gibi trafikte üzerinize çıkmaya çalışanlar olmuyor, bilakis o tarz araçlara kafa tutulabiliyor
Güven veren bir sürüş pozisyonu var ve sert yapılı süspansiyon sisteminden dolayı hafif yatsa da yoldan kolay kolay kopmuyor. Bir çok kompakt sınıf araçtan daha iyi yol tutuşu var ve özellikle virajlarda 4x2 modunda arkadan itişli olmasının ciddi avantajı var. Bunda elektrik desteği olmayan tamamen hidrolik direksiyonun direktliğinin de faydası var elbette. Ufak tefek yanlamak dahi mümkün Bu arada aracın 3 farklı çekiş modu var: 4x2 normal sürüş modu ve tahrik arka tekerleklerde. Yüksek hız ve şehiriçi kullanımlarında önerilen bu ancak, yağmurlu havada biraz dikkatli olmak gerekiyor. 4x4 High modu ide kaygan zemin ve arazi için. Bu modda 4 tekerlekte de tahrik var. 4x4 Low modu ise ağır arazi şartlarında ve çamurlu arazide kullanılıyor ki, ufak tefek arazi denemelerimde aracın arazi kabiliyetinin gayet iyi olduğunu gördüm ve Low moduna hiç ihtiyaç duymadım. Arazide asfaltta gider gibi gidiyor ve gerek şaside gerekse aktarmada hiçbir zorlanma hissettirmiyor. Aracın ilk kalkış ve hızlanması 2076 kg boş ağırlığından dolayı binek araçlara göre hantal olsa da ara hızlanmalar ve daha üst hızlarda beklentimin çok üzerinde atik. Son hızı olan 185 km/h hızını görmek için hiç zorlanmıyor ve anlamadan hızlanıyor. Limitör olmasa biraz daha çıkabilir fakat son vitesi olan 5'inci viteste 185'e çıktığında zaten 4200 devirlerde oluyor. Zaten daha üzeri de bu tarz araçlar için tehlikeli olacaktır.
Kyron genel olarak beklentimin çok daha üzerinde çıktı ve ufak tefek eksiklerine rağmen gayet keyif aldım. Servis ve parça konusunda piyasa markaları kadar yaygın olmasa da aracı kendimce elden geçirirken bulamadığım hiçbir parça olmadı. Yetkili servislerinde en basit cıvatasına kadar her parça mevcut ve fiyatları da makul. Fiyatı yüksek olanların ise piyasada muadilleri mevcut. Yetkili servisleri de araçları çok detaylı tanımasalar da gayet ilgililer. Özellikle bekleme salonları çok iyi, PS'den bilardoya kadar herşey mevcut
Bu arada ilgimi çeken; Ssangyong yetkili servislerinde bile Facomx Fatih Abi'yi tanımaları oldu. Nasıl bir şöhretse artık.
Piyasada pek bilinmeyen ve çekinilen bir araçla ilgili olarak kısaca görüşlerimi aktardım. Umarım sıkıcı bir yazı olmamıştır. Keyifli günler dilerim.
Daha önce de konusunu açmış olduğum üzere Mart ayının sonu itibarı ile radikal bir araç değişikliği yaparak SSangyong Kyron marka bir araç aldım. Geçen dört aylık süre ve 10.000 kmlik kullanımdan sonra araç ve marka ile ilgili izlenim ve deneyimlerimi kısaca sizlerle paylaşmak isterim.
Öncelikle "Ssangyong" kelimesi aynı "İnsignia" kelimesi gibi insanımız ağız yapısına zor gelen ve çoğu zaman acayip acayip telaffuzlara maruz kalan bir kelime. Hatta bubu konuya ilişkin farklı insignia telaffuzları gibi çok eğlenceli bir konumuz vardı forumda. Aslında kelime anlamı uzakdoğu mitolojisindeki çift başlı ejderhadan gelmekteymiş ve bizde olmasa da o kültürde saygın bir değere sahip. Model ismi olan Kyron yerine de ben yüksek sürüş pozisyonundan dolayı "kamyon" demekteyim
Neyse.Ssangyong markası, Mercedes firmasına sac tedarik eden ve aynı zamanda yakın geleceğe kadar Mercedes ile teknoloji ortaklığı yapan bir firma. Öyle ki kullandığım Kyron modelinin şasisi Mercedes'in ML modeliyle tamamen aynı merdiven şasi. Aynı zamanda otomatik şanzıman Mercedes'teki 5G-Tronic denilen şanzıman ve motor bloğu ve altyapıları da yine Mercedes'in M271 kodlu motorundan. Bendeki araç 2008 model 4x4 düz vitesli olan full de denilen dolu paketli bir araç. Kaputunun altında 2 litrelik 141 hp ve 320 torklu bir motor bulunmakta.
Araç donanım olarak şaşırtıcı şekilde dolu. Elektrikli ve ısıtmalı deri koltuklardan sunroofa kadar ihtiyaç duyulacak pek çok donanım bulunmakta. Arka koltuk sırtlıklarının dahi 5 kademede ayarlanabilmesi çok güzel bir özellik. Bana göre en büyük eksiği yol bilgisayarı olmaması. En azından ortalama hız ve tüketim bilgilerini gösterir bir yol bilgisayarı aranıyor. Onun haricinde iç genişliği gayet yeterli olmakla beraber devasa bir bagajı bulunuyor. Bu denli büyük bir bagaja alıştıktan sonra yeniden binek bir araca dönebilecek miyim bilemiyorum. Araç malum vatandaşların eline geçse o bagaja en az 10 çocuk sığdırırlar
Aracın içinde kullanılan malzeme çoğunlukla sert plastik ama kalitesiz durmuyor. Herhalde arazi kullanımlarından sonra temizliği kolay olsun diye tercih edilmiş. Ama iç mekandaki parçalar ve koltukların dayanıklı yapısı beğenimi kazandı.
Bu benim ilk yüksek aracım olduğundan ve bambaşka bir sürüş tarzı ve pozisyonu olduğundan dolayı biraz yadırgamış olsam da zamanla alıştım ve hatta keyif vermeye başladı. Yolda millete tepeden bakmak iyi bir şey mi bilmiyorum ama insana haz vermiyor değil. Hele ki boyutlarından dolayı kamyon, minibüs gibi trafikte üzerinize çıkmaya çalışanlar olmuyor, bilakis o tarz araçlara kafa tutulabiliyor
Güven veren bir sürüş pozisyonu var ve sert yapılı süspansiyon sisteminden dolayı hafif yatsa da yoldan kolay kolay kopmuyor. Bir çok kompakt sınıf araçtan daha iyi yol tutuşu var ve özellikle virajlarda 4x2 modunda arkadan itişli olmasının ciddi avantajı var. Bunda elektrik desteği olmayan tamamen hidrolik direksiyonun direktliğinin de faydası var elbette. Ufak tefek yanlamak dahi mümkün
Bu arada aracın 3 farklı çekiş modu var: 4x2 normal sürüş modu ve tahrik arka tekerleklerde. Yüksek hız ve şehiriçi kullanımlarında önerilen bu ancak, yağmurlu havada biraz dikkatli olmak gerekiyor. 4x4 High modu ide kaygan zemin ve arazi için. Bu modda 4 tekerlekte de tahrik var. 4x4 Low modu ise ağır arazi şartlarında ve çamurlu arazide kullanılıyor ki, ufak tefek arazi denemelerimde aracın arazi kabiliyetinin gayet iyi olduğunu gördüm ve Low moduna hiç ihtiyaç duymadım. Arazide asfaltta gider gibi gidiyor ve gerek şaside gerekse aktarmada hiçbir zorlanma hissettirmiyor. Aracın ilk kalkış ve hızlanması 2076 kg boş ağırlığından dolayı binek araçlara göre hantal olsa da ara hızlanmalar ve daha üst hızlarda beklentimin çok üzerinde atik. Son hızı olan 185 km/h hızını görmek için hiç zorlanmıyor ve anlamadan hızlanıyor. Limitör olmasa biraz daha çıkabilir fakat son vitesi olan 5'inci viteste 185'e çıktığında zaten 4200 devirlerde oluyor. Zaten daha üzeri de bu tarz araçlar için tehlikeli olacaktır. Kyron genel olarak beklentimin çok daha üzerinde çıktı ve ufak tefek eksiklerine rağmen gayet keyif aldım. Servis ve parça konusunda piyasa markaları kadar yaygın olmasa da aracı kendimce elden geçirirken bulamadığım hiçbir parça olmadı. Yetkili servislerinde en basit cıvatasına kadar her parça mevcut ve fiyatları da makul. Fiyatı yüksek olanların ise piyasada muadilleri mevcut. Yetkili servisleri de araçları çok detaylı tanımasalar da gayet ilgililer. Özellikle bekleme salonları çok iyi, PS'den bilardoya kadar herşey mevcut
Bu arada ilgimi çeken; Ssangyong yetkili servislerinde bile Facomx Fatih Abi'yi tanımaları oldu. Nasıl bir şöhretse artık. Piyasada pek bilinmeyen ve çekinilen bir araçla ilgili olarak kısaca görüşlerimi aktardım. Umarım sıkıcı bir yazı olmamıştır. Keyifli günler dilerim.
Yorum